Şehzade Grup Yönetim Kurulu Başkanı Selahattin Kılıç, KayseRadar ve Radyo Radar’dan canlı olarak yayınlanan ‘Bunu Da Konuşalım’ programına konuk oldu. Gazeteci Erdinç Teğmen’in sorularını cevaplayan Kılıç, başarının en önemli sırrının işini severek yapmak olduğunu söyledi. “Hangi işi yaparsan yap, insan işini severek yapıyorsa zaten başarının en büyük kısmını hak etmiştir” diyen Kılıç, ”Ben de işime giderken bir maç seyretmeye gidiyormuşum gibi, pikniğe gidiyormuşum gibi, spora gidiyormuşum gibi severek gidiyorum. Öyle olduğu zaman insan yorulmuyor, usanmıyor” dedi.

‘BİR İLDE, BİR İLÇEDE YEREL PERAKENDE GÜÇLÜYSE, EKONOMİSİ DE GÜÇLÜ OLUR’

Yerel ekonominin lokomotifinin perakende olduğunu söyleyen Kılıç, “Çünkü bir ilde, bir ilçede yerel perakende güçlüyse orada yerel üretim yapan firmalardan alım yapılacağı için, yerel toptancılardan tedarik yapacağı için ve yerel insanlara istihdam sağlayacağı için o ekonomi daha güçlü ve çalışan ekonomi olur. Ama eğer ulusal dediğimiz firmalar güçlü olursa ürününü de dışardan getiriyor hatta çalışanını, müdürünü bile dışardan getiriyor. Böyle olduğu zamanda yerel ekonomideki küçük esnaf diyeceğimiz, küçük üretici kobi diyeceğimiz firmaların özellikle gıda sektörüne yönelik veya hizmet sektörüne yönelik üretim yapan firmaların gelişmesi zor oluyor” ifadelerini kullandı. 

‘KRİZ DÖNEMİNDE İLK SIKINTIYA GİREN SEKTÖR İNŞAAT SEKTÖRÜDÜR’

Hem perakende sektörü hem de inşaat sektöründe çalışma yürüttüklerini anlatan Kılıç, inşaat sektörünün biraz daha riskli olduğunu kaydetti. Özellikle kriz dönemlerinde ilk sıkıntıya giren sektörün inşaat sektörü olduğunu belirten Kılıç, “Perakende sektörü ise o kadar değildir. Orada da cirolar biraz düşer ama yüzde 10-20 arası düşer. Ama inşaat sektörü tamamen durabilir de… Yani bir ay 10-20 tane daire satabilirsiniz 1 ay sonra hiç satamayabilirsiniz. Belli bir istikrar yoktur ve ekonomi ile direk ilgilidir. O yüzden perakende ve inşaat sektörünün bir arada olması tabi ki de nakit akışını yönetmek açısından önemli. Özellikle pandemi ile birlikte dünyadaki tedarik ile ürüne ulaşmadaki sorunlardan ve enerji krizinden dolayı maliyetlerin çok yükselmesinden dolayı inşaat maliyetleri çok yükseldi. Tabi ki bu da konut fiyatlarına yansıdı. Böyle de olunca konut fiyatları 3 katı civarında bir fiyatlara ulaştı. Tabi insanların geliri bu oranda artmadığı için, insanlar şu anda konuta ulaşmak ve konut almakta zorlanıyorlar. Aslında talep var. Çünkü Türkiye sürekli gelişen, nüfusu artan ve genç nüfusu olan bir ülke. Sürekli konut ihtiyacı olan bir ülke. Pandemi döneminde konut satışları biraz durdu, azaldı” diye konuştu.